Kadın | Konular | Kitaplar

İlk kime söylersiniz?

Türk Philips'in üst yöneticisi (CEO) ve Philips Sağlık Türkiye Genel Müdürü Willem Rozenberg, “Kanser teşhisi konması durumunda, bunu ilk olarak eşleriyle paylaşacağını belirten kadınlar, televizyon programlarını ve uzman doktorları bilgi kaynaklarının başında görüyor” dedi.

Bugün düzenlenen basın toplantısıyla, 12 şehirde 400'den fazla kadının katılımıyla, kadınların mevcut sağlık durumlarının ve meme kanserine yönelik farkındalık düzeylerinin tespit edilmesi için yapılan araştırmanın sonuçları açıklandı.

Toplantıda konuşan Rozenberg, kadınların sağlık hizmetleriyle ilgili kararlarda ve harcamalarda etki sahibi, sağduyulu ve seçici olduğunu belirterek, “Bunun yanı sıra kadınlar, sağlık hizmetlerinin esas müşterileridir” dedi.
Rozenberg, “Bunun nedeni sadece karmaşık sağlık yapılarına sahip olmaları değil, aynı zamanda genellikle aile fertlerinin sağlık durumlarını da yönetmeleridir” diyerek, kadınların erkeklere göre daha uzun yaşadığını ve hayatları boyunca sağlık kaynaklarını daha fazla tükettiklerini vurguladı.

Araştırmanın, Türkiye'deki kadınların sağlık alanında yaşadığı sorunların, beklentilerin anlaşılmasını sağladığını ve bu kapsamda ihtiyaçlarının doğru biçimde tespit edilmesine faydalı olacağını belirten Rozenberg, kadınların, sağlıklarını ve yaşam kalitelerini iyileştirmek için büyük bir sorumluluklarının olduğunu kaydetti.
Rozenberg, araştırmada, kadınların yüzde 62'sinin fiziksel sağlık durumundan memnun olduğunun belirtildiğine işaret ederek, şöyle devam etti:

“Kadınların yüzde 65'i yeterli düzeyde fiziksel egzersiz yapmıyor. Araştırmaya katılan kişilerde yüksek tansiyon, jinekolojik hastalıklar, eklem ağrıları ve meme kanseri, gelecek 5 yıl içerisinde sağlığı tehdit edecek hastalıkların başında geliyor. Türkiye'deki kadınların yarıdan fazlası, sağlık hizmetlerini kadınların ihtiyaçlarını karşılamada yeterli buluyor. Devletin kadın sağlığına yönelik olarak öncelik vermesi ve kaynak ayırması gerektiği düşünülen hastalıkların başında kanser gelirken, bunu jinekolojik hastalıklar takip ediyor.”

"KADINLAR İÇİN TELEVİZYON PROGRAMLARINI BİLGİ KAYNAĞI"
Willem Rozenberg, araştırmaya katılan kişilerin sadece üçte birinin, Türkiye'deki kanser teşhis ve tedavisine yönelik teknik ekipmanları yeterli bulduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:

“Kadınların yarıdan fazlası, kanserden korunmak için hiçbir şey yapmıyor. Kadınların üçte biri, hayatında hiç jinekoloğa gitmediğini söylüyor. Türkiye'deki kadınların yarıdan fazlası bugüne kadar meme kanseri taraması yaptırmak için ve kontrol amacıyla bir doktora ya da sağlık kurumuna gitmediğini belirtiyor. Görüşülen kişilerin yüzde 38'i ilk mamografi için önerilen yaşı bilmiyor. Kadınların 78'i her yıl düzenli olarak mamografi çektirmenin meme kanseri teşhisine etkisinin büyük olduğunu düşünüyor. Benzer biçimde, erken teşhisin, tedavi edilebilirlik üzerindeki önemine yönelik farkındalığın da yüksek olduğu görülüyor. Araştırmada kadınların yüzde 41'i, daha önce kendisine veya bir yakınına meme kanseri teşhisi konulduğunu söylüyor. Bu haber karşısında ilk hissedilen duyguların başında ise 'üzüntü'nün geldiği belirtiliyor. Kanser teşhisi konması durumunda bunu ilk olarak eşleriyle paylaşacağını belirten kadınlar, televizyon programlarını ve uzman doktorları bilgi kaynaklarının başında görüyor. Görüşülen kadınların yüzde 20'si ise meme kanseri hakkında hiçbir kaynaktan bilgi almadığını söylüyor.”